Çocuklarınızın bağımlı olmasını istemiyorsanız lütfen bize kulak verin!

 

Bağımlı Bir Çocuk Ana-Babası Olmamak İçin ALTIN Kurallar;

  • Benim çocuğum asla yapmaz demeyin.
  • Odasında olabilecek farklı kokuları koklayın.
  • Özel eşyalarını karıştırmayın! Bunu yapıyorsanız iletişimsiz bir ebeveynsiniz demektir!
  • Eğer varsa -ki artık bebeklerde bile var- cep telefonunu da karıştırmayın ama cep telefonundan kimlerle konuştuğundan, mesajlaştığından emin olun! Karıştırmadan nasıl bilebilirim diyorsanız, örnek; telefonu alırken anlaşmayı baştan yapacaksınız ve faturanın ayrıntılı geleceğini kendisine söyleyeceksiniz. Buradan bir sonuca daha ulaşıyoruz, faturalı hat faturasızlara göre daha güvenlidir!
  • Bağımlılık olgusundaki hataları net olarak gördüm dediğinizde gördüklerinizin tümü geriye dönük hatalardır ve maalesef zaman makinesine sahip olmayan bizler için bu hataları düzeltmek o kadarda kolay değildir. Sağlıklı olan günübirlik değil her an tedbirli olmaktır!
  • Evde bilgisayar ve internet kullanımının kurallarını en baştan koyun, kuralların uygulanması kuralların iyi anlatılması ile doğru orantılıdır.
  • Çocuklarınızla aynı dili konuşmak zorunda değilsiniz ama onların dilini anlamak ve bilmek zorundasınız. Bu hem iletişiminizi hem de onların çoğu zaman bilinçli olarak şifrelemediklerini anlamanızı sağlayacaktır. Örnek; uyuşturucunun sokak ağzı ya da internetteki bazı terimler; chat, nick name, dalga-dümen gibi…
  • Çocuklarınıza her zaman sarılın bunu ara sıra yapan bir ebeveynseniz hem sevginizi gösteremiyorsunuz hem de üzerine dışarıdan sinecek kokularından bi-habersiniz demektir!
  • Çocuğunuzun kaçıncı sınıfa gittiğini bilmiyorsanız (!) en azından hangi okula gittiğini bilin! Bunu bilebilmenin en güzel yolu gittiği okulu ziyaret etmekten geçer! Yani çocuğunuzun okuluna gitmek demek notlarını öğrenmek demek değildir, okul ziyaretlerini altılı ganyana çevirmeyin…
  • Okuldan kaçta çıkar, okulla ev arası ne kadar sürede gelinir? Yaya da olsa servisle de olsa bu süreyi bilmek zorundasınız!
  • Okulların önündeki uyuşturucu satan şehir efsanelerinden çok, okul içerisinde bulunan kullanıcı-bağımlı öğrencilerin varlığına inan. Çocuğunu korumak için sağlıklı olan budur! Yani çocuğunun arkadaşlıklarını bil!
  • Alkol kullanımı konusunda hoşgörülü olmak demek madde kullanmanın kapısını aralamak demektir.
  • Bağımlı bir çocuk sahibi olmamak için öncelikle kendi bağımlılıklarınızın farkına varın ve onları ortadan kaldırmak için gayret gösterin. Örnek; sigarayı bırakın!
  • Evlenmek kadar doğal olan ama iyi de bir şey olmayan boşanma durumu yaşanacaksa, böyle bir durumda sadece eşinizden boşanın. Anne ve babalıktan boşanmayın.
  • Boşanmış çiftlerseniz; çocuğunuzu futbol topuna çevirmeyin. Annedeyse, baba rahat, babadaysa anne rahat, böyle bir şeye izin vermeyin. Eşinize olan intikam duygularınızı çocuğunuz üzerinden yaşamayın!
  • Koşulsuz sevgiyle sevdiğinizi hissettir

 

Uyuşturucu Tuzağı Nereden ve Nasıl Gelir?

Unutmayın , eroin bağımlılığının ilk adımı arkadaş kıyağı ile atılır. Eğer arkadaşınız , gerçektende arkadaş değil de bir "ayakçı" ise, birkaç hafta sonu devam eden bu kıyakçılığı " bombalama" denilen ikinci aşama izler. Bu aşamada bir gün ziyaretinize gelen ayakçı, kıyağını yaptıktan sonra giderken, nasılsa yanındaki yüklüce miktarda eroini almayı unutuverir. Bir eroinmanın malını asla unutmayacağını bilmediğiniz için kuşkulanmazsınız. Birkaç gün gelip almasını beklersiniz. Gelmez. Bir gün, "yahu şundan bir kere çeksek ne olur sanki?" dersiniz. Sonra bunun gerisi gelir. Mal bittiğinde bombalanmışınız demektir. Artık bir eroin bağımlısı olarak, her yerde kıyakcınızı, daha doğrusu ayakcınızı arar ve kolaylıkla bulursunuz. Özellikle genç yaştaki insanlar arasında, guruptan bir yada birkaç kişinin uyuşturucu kullanması , diğerlerinin de en azından bir kez denemesi için yeterli bir neden.

Gençler , birbirlerine sigara ikram eder gibi yada hastalığını iyileştirmek amacıyla ilaç verir gibi uyuşturucu sağlayabiliyorlar. Gençler, arasındaki sohbetin dışında kalmasını istemedikleri arkadaşlarını da kendileri gibi uyuşturucu kullanmaya zorlayabilirler. Kullanmaya itiraz eden arkadaşlarını dışlıyor yada "arabesk" türü tanımlamalarla , kendilerince aşağılama yolu seçiyorlar. Okul önleri de artık satıcılar için vazgeçilmez mekanlardan. İstanbul'da bulunan pek çok okulun kapısında , özellikle çıkış saatlerinde uyuşturucu satıcılarına rastlanıyor.

 

Neden Uyuşturucu Kullanılır? "Uyuşturucu Kültürü" Nedir?

Toplumu ayakta tutan , ona yücelme ve yasama gücünü kazandıran , manevi , ahlaki ve hamasi değerlerini çürüterek , sömürgeci devletlerin uydusu halin getiren bir soğuk harp uygulamasıdır. Dış güçlerin ve içerdeki ajanlarının ve bunlarla işbirliği yapan mafya üçlüsünün organize çalışmaları. Her zaman mafyanın ağına takılmaya hazır "sokaktaki başı boş insanlar ve çocuklar" Unutulmaması gereken bir önemli husus da: Beyaz zehir alışkanlığının gelişmesinde, içinde türlü uyuşturucular taşıyan ve son yıllarda karaborsaya da tekel çizgisinde hükmeden ithal sigaraların ve kolalı mamullerin keza, çikletlerinde payı zannedildiğinden çok fazladır.

 

 Madde Kullanmaya Neden Olan Genel Sebepler;

  1. Kişilik sorunları; özellikle aşırı güvensiz, bağımlı, engellenmeye dayanma tahammülü olmayanlar, depresif ve içe dönük kişilerde madde kullanımı daha sık görülmektedir.
  2. Çevresel etkenler; Ailesinde madde kullanımı olan bireylerde risk daha çoktur. Mesela birinci derece akrabalarında alkol bağımlılığı olanlarda alkol bağımlılığı riski 7 kat daha fazladır.
  3. Çevrede madde kullanımının yaygın olması da riski artırmaktadır (arkadaş, komşu v.s.). Genellikle özenti şeklinde başlayan madde kullanımı bağımlılığa kadar gitmektedir.
  4. Stres etkenlerinin olması riski artırır. Eğer kişide bir psikiyatrik rahatsızlık varsa, madde kullanım riski artmaktadır.
  5. Aile içi iletişim ve paylaşım sorunlarının olması kişileri maddeye iten önemli bir etken olmaktadır.

 

Arkadaş Çok Önemli :

Çocuklar ve gençler aileden ve okuldan , zamanla arkadaş çevresinden etkilenirler. Arkadaş çevresinde kabul edilmek için gençler, ekseriya çevresinin baskısına dayanamaz aşağılık duygusu ile uyuşturucu kullanır. Sanıldığının aksine , uyuşturucu ile ilk temas , sokak başında bilinmeyen satıcı vasıtası ile değil , bilakis arkadaş çevresiyle olmaktadır.

Sevgili Gençler! Eğer bu illete bulaştıysanız ve her hangi bir şekilde ilk veya birkaç denemenizi yaptıysanız, lütfen hemen şimdi bu alışkanlığınızı “aileniz ile paylaşınız” Aileniz size yardımcı olacaktır. Bundan emin olunuz! Lütfen…

 

 Ne Yapmalısınız ?

Anne ve Babalar;

 Çocuğunuzun Bağımlılık Yapıcı Madde Kullandığını Anladığınızda;

  1. Paniğe kapılarak öfke ile hareket etmeyiniz.
  2. Durumu gözlemleyerek Çocuğunuzun sosyal çevresini inceleyip, sorunun kaynağını tespit etmeye çalışınız
  3. Çocuğunuzun arkadaş ilişkilerini gözden geçiriniz
  4. Çocuğunuzun uyuşturucu madde kullanmasının sebeplerinin arasında, sizin de eksik ve yanlış davranışlarınızın olduğunu göz ardı etmeyiniz
  5. Çocuğunuza kesinlikle kötü davranmayınız, onu suçlamayınız
  6. Uzman bir hekimin bilgisine başvurarak tavsiyeleri doğrultusunda hareket ediniz
  7. Çocuğunuzu sıkmadan, sevgi ve şefkatli bir yaklaşımla ona daha fazla ve kaliteli zaman ayırınız
  8. Aile bağlarını gözden geçirip, güçlendirmeye çalışınız

 

Çocuğunuzun Uyuşturucu Madde Kullandığını Nasıl Anlarsınız?

Uyuşturucuların kullanılması davranış değişikliklerinde ve bünyedeki emarelerde kendini gösterebilir. Bununla beraber bu işaretler kesin delil sayılmazlar. Uyuşturucunun kullanılmasında kesin delil olan bünye emaresi enjeksiyonda (bilhassa eroinde) görülür. Daha çok kol ve bacak damarları boyunca olmak üzere, bağımlının bütün vücudunda iğne izleri vardır. Bunlar sivrisineğin soktuğu yerlere benzer ve muhtemelen iltihaplıdır. Tabi iğne ile tedavi gören hastaların vücudunda da iğne izlerinin bulunduğu unutulmamalıdır.

Kullanılan uyuşturucunun cinsine ve kullanma şekline göre değişen aletler, zehir in alınışı ve çeşidi hakkında fikir verir. Vücuttaki emarelerin çokluğu bağımlılık ihtimalinin işareti ise de, uyuşturucu kullanılmasının kesin delilleri olarak kabul edilmemelidir, fakat uyanık olunmalı, olaylar dikkatle izlenmeli ve değerlendirilmelidir. Bunlar mesela, el titremesi, ter boşanması, uykusuzluk, huzursuzluk, sükunet ile sinirlilik hallerinin birbirini takip etmesi gibi işaretlerdir. Davranış değişiklikleri de uyuşturucu bağımlılığın işareti sayılır.

Gençlerde rastlanan ve göze çarpan bu ve benzeri haller, ergenlikle ilgili çok normal sebeplerde olabilir.

Madde kullanan kişiyi anlamak için kesin bir ölçü yoktur. Kişilerde görülen davranış değişikliklerini hemen uyuşturucu kullanımına bağlamak yanlış olur. Unutulmamalıdır ki; ergenlik döneminde de bedensel değişiklikler görülür.

Uyuşturucu madde kullanan kişilerde görülen davranış değişiklikleri şöyle özetlenebilir:

  • Arkadaş çevresi değişir.
  • Aile ilişkileri azalır, odasında yalnız kalmayı tercih eder.
  • Okul başarısı ve okula devamı azalır.
  • Daha fazla para harcamaya başlar.
  • Yalan söylüyor ve evden ufak tefek şeyler kayboluyorsa
  • Hiçbir şeye ilgi duymaz. Herkesten uzak durmaya çalışır. Geleceğe dönük hiçbir adım atmıyorsa.
  • Elbisesinde, yatağında ufak yanıklar ve yırtıklar oluşmuşsa, farklı yerlere gittiğine dair ipuçları varsa.
  • Bazen neşeli, sakin, bazen öfkeli, saldırgan davranışlar gibi ruhsal değişimler gün içinde gözlenir.
  • çoçuğun konuşma tarzı değişmişse, daha önce hiç kullanmadığı (ispiyon, sinyal çekmek vb.) Argo kelimeleri kullanmaya başladıysa
  • Anne ve babasının yanında soyunup giyinmiyorsa,
  • Gözlerinde kırmızılık oluyorsa,
  • Aile fertlerinden uzaklaşma, ve genel bir isteksizlik varsa,
  • çocuk, anne ve babasına sık sık hasta olduğunu söyleyip iğne yapılması için hekimlere götürmesini istiyorsa
  • Hergün neşeli olan çocuk zaman zaman uyuklamaya başlıyorsa
  • Çocuk arkadaş grubunu değiştirmişse ve arkadaş grubu kendinden yaşça büyüklerden oluşuyorsa,
  • Arkadaş çevresini bırakıp içine kapanıyorsa
  • Okul başarısında ve hislerinde dalgalanmalar görülüyorsa
  • Çocuğun anne ve babasının bilmediği okul devamsızlıkları bulunuyorsa,
  • Derslerinde başarılarında ani bir düşüş gösterdiyse,
  • Okul yada meslek eğitimini belirsiz nedenlerle bırakmak istiyor yada bırakmışsa,
  • Çalışan bir çocuğun (çırak, kalfa) isyeri verimi düşüyorsa
  • Gelecek perspektifini kaybetmiş ve umutsuzluğa varıncaya dek bütün ilgilerden vazgeçmişse,
  • Tuvalette uzun süre kalıp, oradan rahatlamış olarak çıkıyorsa.
  • Akıl almaz derecede çok paraya ihtiyaç duyuyorsa
  • Kilo kaybı (bazı uyuşturucular söz konusu ise)
  • Hırsızlık yapmaya başlamışsa DİKKAT ETMEK GEREKİR.

 

Önemli Bir Uyarı:

Bu belirtiler ergenlik döneminde görülen belirtiler ile benzerlik taşımaktadır.

Çocuklarınız ile ödül, ceza ve güç kullanarak onlarla belli bir süre baş edebiliriniz. Ama ergenlik dönemine geldiğiniz zaman baş edemeyeceksiniz. Çünkü bunlar etkisini yitirecek. Ödül, ceza ve güç, etkisini yitirecektir. İşte tehlike o zaman başlıyor. Onun için şimdiden kesinlikle çocuklarımızla eşit düzeyde bir birey gibi davranmalı, onları kesinlikle dinlemeli ve iletişim kanallarını daima açık tutmalıyız...

 

Ailelerin Bilmesi Gerekenler ;

Bundan yüzyıl sonra banka hesabınızda kaç paranızın olduğunun, hangi tür bir evde oturduğunuzun ya da ne çeşit araba kullandığınızın hiç önemi kalmayacak. Ancak; bir çocuğun hayatında etkili olabilirseniz dünya daha farklı olacaktır

Toplumun temeli ailedir. Sağlam temellere oturtulmuş ailelerden oluşan toplum da güçlü olur.

 

TAVSİYELER

Uyuşturucu madde kullanımını önlemek için anne ve babaların dikkatine.. 

(Çocuklar anne ve babalarını taklit ederler)

 

Çocuk Ve Gence Örnek Olma;

Aile ilişkileri, çocuklar için, davranış biçimleri ve insan ilişkilerinin öğrenildiği bir sahne oluşturmaktadır. Madde kullanım konusunda da, benzer mekanizma işlenmekte olup; çocuklar, anne babanın maddeler konusundaki tutum ve davranışlarını gözlemlemekte ve benzer şeyleri uygulamaktadır. Toplumda, anne baba başta olmak üzere, öğretmenler ve diğer etkili yetişkinlerin madde kullanımı konusundaki tutum ve davranışları; çocuk ve gençler için çoğu kez kavram karmaşası yaratmaktadır. Çocuk ve gençler, zararlı etkisi kesin olarak kanıtlanmış olan sigara ve alkol gibi maddelerin, neden erişkinler tarafından kullanıldıklarını tam olarak kavrayamamakta; kendilerinin de bu ve buna benzer maddeleri kullanabileceği düşüncesi oluşmaktadır. Anne babalar, her ne kadar, çocuk ve gençleri bağımlılık yapan maddeler konusunda uyarsa da; kendi sergiledikleri davranış modelleri, mantıklı uyarılarından çok daha etkin olmaktadır. Bu nedenle, anne babaların, kendilerinin kullanımı konusundaki tutum ve davranışlarının nasıl olduğunu irdelemeleri gerekir. Örneğin alkol, sigara, ilaç kullanımı konularında bu maddeleri kullanma nedenleri, sıklıkları, bu maddelere gereksinimleri, kullanıp-bırakma paternleri, bu alandaki güçlülük ve zayıflıkları gibi özelliklerin hepsi önem taşımaktadır. Çocuklar, anne babanın davranışlarını görerek öğrenir, anne-babanın birbirlerine olan tutum ve davranışlarını da kendilerine örnek alır, sorunların çözümünde anne babanın davranışlarını kopya ederler.

 

Aile İçi Eğitim;

Eşler arasındaki ilişkilerin her zaman çok pürüzsüz olması beklenemez. Zaman zaman sürtüşme, anlaşmazlık ve tartışmalar da olması doğaldır. Önemli olan, anlaşmazlıklar karşısında, eşlerin olaya yaklaşımları, birbirlerine karşı davranışları ve çözüme ulaşmada izlenen yolların nasıl olduğudur. Anlaşmazlıklarda eşlerin karşılıklı oturup konuşabilmesi, her iki tarafın da kabullenebileceği bir çözüm yolu bulabilme becerisi önem taşımaktadır. Hiç sorun yokmuş casına olayları görmezden gelip sahte bir uyum içinde yaşıyor olmak, hep birinin boyun eğmek zorunda sağlıksız bir ilişki biçimini sürdürmek, sorunların çözümünde çocuklara sarılmak ya da çatışmayı onların üzerine yansıtmak sağlıksız iletişim modelleridir.

Çocukların eğitiminde eşlerin beklentileri, istekleri, rolleri, sorumlulukları, eğitime yaklaşım biçimleri kuşkusuz birbiriyle tümüyle aynı paralelde olmayabilir. Ancak, temel konulardaki eğitim anlayışında, tutarlı ve uyumlu bir birlikteliğin sağlanması çocuklar adına önem taşımaktadır. 

 

Özgür, Bağımsız, Sorumlu, Sınırlarını Bilen, Güvenli Çocuk Yetiştirme;

Madde bağımlılığı tehlikesi ile ilgili olarak anne babaların bilmesi gereken önemli özelliklerden biri; çocukları ve gençleri bağımsız olarak yetiştirebilmenin, onları madde bağımlılığından uzak tutabilecek en önemli etkenlerden biri olduğudur.

Maddeler, ancak kullanıldığında bağımlılık yaratırlar. Bağımlılık yapan maddelerin tümü ortadan kaldırılması mümkün olmayacağına göre; kişinin bu maddeleri kullanmama gücünün gelişmiş olması en temel özellik gibi görünmektedir. Kişinin madde kullanması için, maddeye hayır deme gücünün olmaması ve madde kullanımı konusunda önceden istekli olması gerekir. Bir başka deyişle, maddeye hayır diyemeyen ve kendisiyle ilgili sorumluluk duygusu yeterince gelişmemiş olan kişilerde maddeye alışma tehlikesi çok daha fazla olduğu söylenebilir.

Çocuklara sorumluluk duygusunu verebilmek, onları madde bağımlılığından uzak tutabilecek en önemli unsurdur.

Çocukların kendilerine güvenebilmeleri, kişilik sahibi olabilmeleri için yalnız başlarına, anne-babasız hareket edebilecekleri alanlara gereksim bulunmaktadır. Anne-babaya düşen görev, çocuklarına bu serbest alanda yol göstermek; ancak bu serbestliğin sınırlarını da açık olarak belirlemektir.

Bu nedenle; çocukların belirli konularda; yaşlarına uygun olarak ve kendi başlarına serbest hareket edebilmeleri, onların kendi davranışlarını kontrol edebilmeleri için çok önemlidir.

Çocuk kendi başına bir karar verdiğinde; bu kararın kendi yaşamı üzerindeki etkileri konusunda bir sorumluluk alacak ve belli oranda bir riske girecektir. Bu risk ona ağır gelse bile, sonuçta kendisine bazı deneyimler kazandıracaktır. Kendi verdiği kararlar sonucu çocuğun olumlu şeyler elde etmesi, ona verdiği kararın doğru olduğunu öğrenecek; olumsuz şeyler yaşaması ise, bu deneyimin ona daha sonraki denemeler için katkıda bulunmasına sağlayacaktır. Bu deneyimler sonuçta, çocukta güven ve sorumluluk duygusunun gelişmesinde önemli adımlar olarak düşünülmektedir.

Çocuk ve gencin sınırları; “esnek ama gevşek değil”, “belirli ama katı değil”, “ tutarlı ama değişmez değil”, “yaptırımı olan ama zorlayıcı değil” nitelikte olmalıdır. Kuşkusuz, bu sınırların belirlenmesine, çocuk ve gencin gereksinimleri, beklentileri, dilekleri de önemsenmeli; gelişen topluma göre güncel değerler göz önüne alınmalı; çocuk ve gencin de bu oluşumda payının olmasına dikkat edilmelidir. Çocuğa belirlenen sınırların çok geniş ve gevşek olması; bir anlamda “sınır olmaması” anlamına gelmektedir. Bu durumda çocuk ve genç, gerçek yaşamda neyi, ne zaman, nerede, nasıl yapacağını öğrenmemekte; davranışlarını ayarlama ve kontrol edebilmeyi becerememekte; gerçek yaşamdaki ilişkileri tam anlamıyla kavrayamamakta; insanlarla ve toplumla olan ilişkilerini ayarlayamamakta; kendi sınırlarının nerede bittiği ve başkalarının özğürlüğünün nerede başladığını kestirememekte; sosyal uyum ve iletişimde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır.

Bunun tersine, çocuğa gereksiz engellemeler ve yasaklardan oluşan bir sınır belirlenmesi; “çocuğun kişiliğinin aşırı sınırlanması” demektir. Bu durum, çocuk ve gencin yaşam becerilerinin gelişmesinde engelleyici rol oynamakta; güvensizlik, karamsarlık ve kuşku duyguları ve bunların neden olduğu yeni psikososyal sorunlara yol açmaktadır.

 

 Çocuklar Neden Sınırlara Gereksinim Duyarlar?

  • Sınırlar onaylanan ve onaylanmayan davranışları tanımlar.
  • Sınırlar güvenlik sağlar
  • Sınırlar büyümenin fark edilmesini sağlar.
  • Sınırların tedavi edici özelliği vardır.
  • Sınırlar çocukların dünyayı algılamaları ve anlamalarına yardımcı olur.
  • Çocuklar için elde ettikleri şey değil, elde ediş yolunun sınanması önemlidir. Bu yolun işleyip işlemediği sürekli sınanır.

 

Bağımlıların Aile Profili;

  • Uyuşturucu kullanan gençlerin ailelerindeki benzer bazı özellikler dikkate değerdir;
  • Parçalanmış boşanmış aileler
  • Anne Babadan birinin kaybı
  • Aile içinde madde bağımlısı bireylerin bulunması
  • Aile içi iletişim eksikliği
  • Baskıcı ve ilgisiz aile ortamı
  • Aile içinde gencin model alabileceği bireyin bulunmaması

 

 BİLİYOR MUSUNUZ?

Türk Ceza Kanununun 192/4 bendinde;

Her bağımlı, adli makamlar takibata başlamadan önce polise veya sağlık kuruluşuna müracaat ettiğinde herhangi bir kanuni işlem yapılmaz.

Bu nedenle bağımlı olanlar kendi istekleri ile gelerek ilgili kuruluşlara tedavi için müracaatlarını yapsınlar. Zararın neresinden dönülse kardır.

Sonuç Olarak;

  • Madde kullanımına başlamada bir tek neden yeterlidir.
  • Güvenli bir madde ve güvenli bir kullanım şekli yoktur.
  • Kullanan herkes için bağımlılık gelişme riski eşittir.
  • Bağımlılığı engellemek kişinin elindedir.

 

Kaynak: (Prof. Ferhunde Öktem-Emniyet Müdürü Zafer Ercan)