Ekranın Arka Yüzündeki Üç Büyük Tehlike! (Telefon, Televizyon, İnternet.)

 

EKRANIN ARKA YÜZÜNDEKİ ÜÇ BÜYÜK TEHLİKE!

Çağımızın iletişim araçlarından olan telefon, televizyon ve internet  hayatımıza o kadar girmiş ki artık onlarız bir şey yapılamaz hale gelinmiştir. Su gibi, nefes alıp vermek gibi hayatımızın vazgeçilmezleri arasına girmiştir. Ancak, doğru kullanılmadığı zaman saatli bombadan veya yapığı tahribat bakımından atom bombası kadar etkileri vardır.

İnternetin bizlere sunduğu kolaylıklarla bugün dünden daha güçlüyüz. Fakat “Kontrolsüz güç güç değildir.” Bu teknoloji yerinde ve doğru amaçlarla kullanıldığı zaman çok faydalı, aksi olması durumunda ise çok zararlı hale gelebilmektedir.

Günümüz insanının özellikle gençlerin gerçek arkadaşlıklar yerine sanal arkadaşlıklar kurduğu, aile akraba ve bayram ziyaretlerin, el öpmelerin, kucaklaşarak hasret gidermelerin, hal hatır sormalarının yüz yüze değil de sanal ortamlarda gerçekleştirildiğini görmekteyiz.  Artık hasta ziyaretleri bile sanal ortamda yapılmaktadır. Sosyal paylaşım siteleri vasıtası ile işyerlerinde masa başında, veya evlerimizde dört duvar arasında kendimizi kapatarak sihirli camın tuşları yardımı ile sanal alemde sörf yaparak arkadaş-akraba ilişkilerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Bu kadarla da kalmayıp hayatta gerçek yüzünü göremediğimiz, geçmişi hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız sadece sanal ortamda tanıştığımız yüzlerce arkadaşımızla da dostluklar kurduğumuzu zannediyoruz.  İşin en tehlikeli tarafı da budur. Yani hiç tanımadığımız kendi veya hemcinsi arkadaşlarımızla kurduğumuz sanal dostluklar. Oysa ki “Kriminal Sabıkalılar” sosyal paylaşım siteleri ve sohbet odalarında cirit atmakta ve tuzağa düşürecek “kurbanlar” aramaktadırlar. 

Aile bireyleri arasındaki iletişimi koparan en önemli etkenlerden birisi de  “sihirli kutu” olarak bildiğimiz TV’den başkası değil. Günümüzde birçok eşler ekonomik sebeplerden dolayı çalışmak durumunda. Çocuklar; okulda, kreşte, etüt merkezlerinde, eşler ise iş yerlerinde. Yalnızca akşamları bir araya gelen aile bireyleri sadece akşam yemeğinde konuşabiliyorlar. Yemeğin hemen ardından baba gazetesine veya akıllı telefonuna, anne tv. kumandasına sarılır. Çocuklar da kendi odalarına çekilirler. Ders çalışmak için değil akıllı telefonlarıyla oynamaya! Anne ve baba sabahtan akşama kadar işyerinde çalışmış, yoğun ve stresli mesai sonrası bitkin düşmüştür. Çocukları ile vakit geçirecek, onların gürültülerine tahammül edecek sabırları kalmamıştır. Son yıllarda her kanalda yeni yeni diziler yayınlanmaktadır. Oltaya takılan balık misali bu da izleyicilerin mutlaka herhangi bir dizi veya dizilere bağlanmasını sağlıyor. Teknolojinin ilerlemesi ile beraber uydu kanalları çoğalmış ve tv. kumandasına yüzlerce farklı kanal izleme fırsatı doğmuştur. Bu da bizim Tv. kanallarına  bağlanmamıza neden olmaktadır.

Ailede iletişimi kuvvetlendirmenin yolu Televizyon, Telefon ve İnternet'ten az da olsa biraz uzaklaşarak ailece kısa ama kaliteli bir zaman geçirilebilir. Özellikle çocuklarımızla gün içerisinde geçireceğimiz 10 dakikalık bir zaman dilimi bile aradaki sevgi bağlarını kuvvetlenmesine, çocuklarımızın davranışlarını gözlemlememize olanak sağlayacaktır.  Her gün belirli bir saatte evde kitap okuma saatleri ayarlanabilir. Bunun için ebeveynlerin çocuklarına örnek olması gerekmektedir. Kitap okumak düşünce ufkunu geliştirir. Kişilerin olaylara bakış açısını, onu irdeleme, analiz etme şeklini geliştirip algı gücünü kuvvetlendirir.  Stersi azaltır, kişinin konuşma becerisini ve hayal gücünü genişletir...

  HAYDİ TÜRKİYEM;

 SANAL DÜNYADAN UZAKLAŞIP, GERÇEK DÜNYADA SÖRF YAPALIM !

 

Mustafa Yücel

Bağımlılık Danışmanı ve

Narkotik Uzmanı

10.01.2015

İzmir